Ülkemizde her 6 kişiden biri böbrek hastası olma riski taşımaktadır ve yaklaşık 4 milyon kişi kritik düzeyde böbrek hastasıdır.
Tansiyon kelimesinin anlamı; atardamarların içindeki kan basıncını ifade eder. Bu basınç, kalbin kasılmasıyla kanın damarların içine pompalanması ve atardamarların esnekliğiyle bu basıncı dengelemesiyle oluşur.
Kalbimiz kasıldığı zaman, damar içindeki basınç en yüksek düzeye ulaşır. Bu basınca halk arasında ‘Büyük Tansiyon’ tıp dilinde ise ‘Sistolik Basınç’ adı verilir.
Kalbimizin gevşemesiyle, damarlarımızın içine pompalanan kanın durmasıyla birlikte devreye damarların elastikliği girer. Bu esnada oluşan düşük güçteki basınca ise ‘Küçük Tansiyon’ yani ‘Diastolik Tansiyon’ denir.
NORMAL TANSİYON DEĞERLERİ
Tıpta genel olarak herkesin bünyesine göre farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Bu yüzden kişinin tansiyonunun düşmüş ya da yükselmiş olduğundan bahsedebilmemiz için belirli zamanlarda tansiyonun ölçülüp, değerlerin not edilmesi gerekmektedir.
Yapılan araştırmalar sonunda, büyük ( Sistolik ) tansiyonun 120 ile 140 arasında, küçük ( diastolik ) tansiyonun ise 70 ile 90 arasında olması halinde kişide tansiyona bağlı olarak herhangi bir sağlık sorunu oluşmadığı belirlenmiştir.
TANSİYON ÖLÇÜMÜNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER?
DİKKAT: Kesinlikle fistüllü kuldan tansiyonunuzu ölçtürmeyiniz.
Tansiyonu ölçülecek kişi dinlenmiş ve sakin bir durumda olmalıdır. Rahat bir koltukta otururken, tansiyon ölçülen kolun kalp hizasında olmasına dikkat edilmelidir.
Tansiyon aletinin manşon kısmı kişinin kolunun üst bölümün sarılır. Bu esnada dirsek ön çukurunun tamamen açıkta kalması ve kıyafetlerin kolu sıkmaması çok önemlidir. Tansiyonu ölçülecek kişi rahatça kolu kalp hizasında otururken, alet pompası ile basınç oluşturulmaya başlanır. Aletin göstergesindeki rakam, kişinin daha önceki tansiyon değerleri biliniyorsa, değerlerin 20–30 mm üzerine, bilinmiyorsa yaklaşık 150 – 160 mm civarına çıkartılır. Bu esnada stetoskop yani dinleme aleti, dirsek ön çukurunun gövdeye yakın kısmına hafif bastırılarak yerleştirilir ve nabız sesi olup olmadığı dinlenir. Eğer ses duyuluyorsa, kayboluncaya kadar basıncı arttırmak gereklidir. Basınç kaybolduktan sonra aletin havası yavaşça indirilerek nabız sesleri tekrar başlayıncaya kadar takip edilir.
Seslerin ilk duyulduğun sırada göstergede yazan rakam büyük ( Sistolik ) tansiyonu, seslerin artık duyulmamaya başladığında göstergede yazan rakam ise küçük ( Diastolik ) tansiyonu gösterir.
YÜKSEK TANSİYON
Sağlıklı kişilerde yüksek tansiyon böbrek hastalığının habercisi olabilir!
Bunun dışında kronik böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize girmekte olan kişilerdeki yüksek tansiyon ise en sık sıvı fazlası nedeniyle gelişir. Bu durumda diyalizde UF ( yani sıvı çekilerek ) uygulanarak ve gereğinde ideal çıkış kilosu tekrar düzenlenerek kişinin normal tansiyon’lu hale getirilmesi şarttır. Yapılan tüm araştırmalar vücuttaki fazla sıvının ve buna bağlı oluşan yüksek tansiyonun diyalize giren kişilerin hastaneye yatış ve vefatlarındaki en sık nedeni olan; kalp-damar hastalıklarının ana sebebi olduğunu göstermektedir.
DÜŞÜK TANSİYON
Tıp dilinde hipotansiyon denilen düşük tansiyon, genelde belirli bir düzeye kadar sorun yaratmaz. Aksine tansiyonun normalin biraz daha altında olması sağlıklı bir şekilde kalp-damar hastalıklarından uzak yaşamamızı sağlar.
Düşük tansiyonun sorun yaratabileceği durum büyük ( Sistolik ) tansiyonun 70mm’den düşük kaldığı zamanlardır. Bu durumlarda kişinin oturur veya yatar durumdayken normal düzeylerde olan tansiyonun ayağa kalkınca düşmesi halidir. Bu durum esnasında bir süreliğine beyne daha az kan gideceği için, geçici olarak denge ve şuur bozuklukları yaşanabilmektedir.
Diyalize girenlerde özellikle diyaliz çıkışı sıvı çekimi sonrası daha sık görülen bu durum sıvı açığının kapatılmasına rağmen devam ediyorsa veya yüksek tansiyon tedavisi altında olanlarda görülüyorsa hekiminize mutlaka bilgi vermelisiniz.
Sağlıklı günler dileriz…
Dr. Basri YILMAZ
Türkmed Diyaliz Kurumları
Genel Direktörü